Acarlar Gölü:
Marmara Bölgesi’nin en önemli nemli orman sahalarından biri olup, Türkiye’nin en büyük subasar ormanıdır. Bölgede küresel ölçekte tehlike altında olan ve Bern sözleşmesinde adı geçen 3 bitki türü bulunmaktadır . (Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları, WWF Türkiye-DHKV, Mart 2003).
Sahada orman altında yer alan önemli su bitkilerinden su menekşesi (Hottonia palustris) Türkiye’de sadece burada yer alır.
Göl soğanı (Leucojum aestivum) ve Thelypteris palustris ise ülkemizde görülen nadir su bitkileri arasındadır (Türçek Raporu, 1997 – www.dhkd.org).
Anadolu üzerinden geçen iki önemli göç yolundan birisi üzerinde bulunması ve Orta Karadeniz bölümünün sulakalanları ile Trakya’nın sulakalanları arasında bulunan çok az sayıdaki sulakalanın en önemlisi olması, Acarlar Gölü’nü göçmen kuşlar için vazgeçilmez kılmaktadır. Deniz ve kıyı, orman ve sulakalan ekosistemlerini aynı anda bünyesinde barındıran acarlar yerinde çevre eğitimi için eşsiz bir örnektir.
1976 yılında Acarlar gölünün batısındaki 1576 hektarlık alan koruma ve üretme sahası olarak ayrılması uygun görülerek, Orman Bakanlığı, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’nce “Yaban Hayatı Koruma Sahası” olarak ilan edilmiştir. 25.06.1998 tarihinde de Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1.Derece Doğal (Tabii) Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak koruma statülerine rağmen ekosisteminin varlığı birçok tehdit altındadır.
Yapılan tespitlerde gölün sorunların kök sebeplerinin başta yöre halkı ve diğer alan kullanıcılarında alanın önemi, statüleri, ulusal değeri ve koruma yöntem ve alternatifleri konusunda bilgi eksikliği, alanda tahribata yol açan etkinliklerin denetiminde yaşanan güçlükler ve doğa ile uyumlu sürdürülebilir alternatif gelir kaynaklarının eksikliği olduğu görülmüştür. Türkiye genelinde alan bazında gözle görünür sorunlar alanların konumlarına göre çeşitlilik gösterse de çevre bilincinin yetersiz olması ve yöre insanlarının alanla bağlarının zayıf olması tüm alanların ortak sorunları olarak ortaya çıkmaktadır.
Yerel halkın aktif katkılarıyla kurulmakta olan Merkezin, işletim sistemi belirlenecek ve işletilecek olan Acarlar Gölü (Longozu) Model Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezi çevre koruma konusunda başta yerel halk olmak üzere bölgeye yerinde çevre eğitim olanakları sunacak, yerel halk için doğa ile uyumlu gelir kaynakları için eğitim ve uygulama imkanı tanıyacak, temelde ülkenin çevre eğitimi için işleyen ve örnek teşkil edecek bir Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezine olan ihtiyacını karşılayacaktır.
Proje ile Acarlar özelinde alanın önemi ve değeri hakkında farkındalık uyandırılacak, bilinç eksikliğine bağlı koruma sorunlarının azaltmasına katkıda bulunacaktır.
Acarlar Gölü (Longozu) Model Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezi Projesi:
Sahada orman altında yer alan önemli su bitkilerinden su menekşesi (Hottonia palustris) Türkiye’de sadece burada yer alır. Göl soğanı (Leucojum aestivum) ve Thelypteris palustris ise ülkemizde görülen nadir su bitkileri arasındadır (Türçek Raporu, 1997 – www.dhkd.org).
Anadolu üzerinden geçen iki önemli göç yolundan birisi üzerinde bulunması ve Orta Karadeniz bölümünün sulakalanları ile Trakya’nın sulakalanları arasında bulunan çok az sayıdaki sulakalanın en önemlisi olması, Acarlar Gölü’nü göçmen kuşlar için vazgeçilmez kılmaktadır. Deniz ve kıyı, orman ve sulakalan ekosistemlerini aynı anda bünyesinde barındıran acarlar yerinde çevre eğitimi için eşsiz bir örnektir.
1976 yılında Acarlar gölünün batısındaki 1576 hektarlık alan koruma ve üretme sahası olarak ayrılması uygun görülerek, Orman Bakanlığı, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’nce “Yaban Hayatı Koruma Sahası” olarak ilan edilmiştir. 25.06.1998 tarihinde de Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1.Derece Doğal (Tabii) Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Ancak koruma statülerine rağmen ekosisteminin varlığı birçok tehdit altındadır.
Yapılan tespitlerde gölün sorunların kök sebeplerinin başta yöre halkı ve diğer alan kullanıcılarında alanın önemi, statüleri, ulusal değeri ve koruma yöntem ve alternatifleri konusunda bilgi eksikliği, alanda tahribata yol açan etkinliklerin denetiminde yaşanan güçlükler ve doğa ile uyumlu sürdürülebilir alternatif gelir kaynaklarının eksikliği olduğu görülmüştür. Türkiye genelinde alan bazında gözle görünür sorunlar alanların konumlarına göre çeşitlilik gösterse de çevre bilincinin yetersiz olması ve yöre insanlarının alanla bağlarının zayıf olması tüm alanların ortak sorunları olarak ortaya çıkmaktadır.
Yerel halkın aktif katkılarıyla kurulmakta olan Merkezin, işletim sistemi belirlenecek ve işletilecek olan Acarlar Gölü (Longozu) Model Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezi çevre koruma konusunda başta yerel halk olmak üzere bölgeye yerinde çevre eğitim olanakları sunacak, yerel halk için doğa ile uyumlu gelir kaynakları için eğitim ve uygulama imkanı tanıyacak, temelde ülkenin çevre eğitimi için işleyen ve örnek teşkil edecek bir Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezine olan ihtiyacını karşılayacaktır.
Proje ile Acarlar özelinde alanın önemi ve değeri hakkında farkındalık uyandırılacak, bilinç eksikliğine bağlı koruma sorunlarının azaltmasına katkıda bulunacaktır.
Acarlar Gölü (Longozu) Model Çevre Eğitim ve Ziyaretçi Merkezi Projesi:tarafından desteklenmektedir.
Büyük Akgöl
Sakarya’da Ferizli ilçesine bağli Gölkent beldesinde bulunan Büyük Akgöl, 3.5 km2 yüzölçümüne sahip küçük bir göl.
Ancak doğal güzelliğiyle dikkat çeken göl, yöre halkı için çok önemli. Çünkü 2001 yılına kadar yörenin içme suyunu karşılamış ve balıkçılık yöre halkının en önemli geçim kaynağı olmuş. Halk, gölü turizme ve su sporlarına açmayi planlamış. Gerekli altyapı çalışmalarını yaparken bir sabah yeşile boyanmış bir gölle uyanmışlar. Yıllardır yörenin zirai atıklarını toplayan göl artık bu yüke dayanamamış ve 2001 Ağustosunda gölün ilk ‘alg patlamasi’ gerçekleşmiş. Bunun üzerine il Çevre Müdürlüğü, 18.07.2001 tarihinde bir rapor hazırlayarak gölün çok kirli olduğunu ve içme suyunu karşılayamayacağınıbelirtmiş.
Artık bölgenin içme suyunu Sapanca Gölü karşiliyor. Ancak Sapanca Gölü izmit ve Sakarya’nin da içme suyunu karşıladığından büyük bir baskı altında.
TÜRÇEK Büyük Akgöl’ün sorunlarını ve çözüm önerilerini ortaya koymak için kolları sıvadı. Alg patlamasına neden olan türlerin Anabaena ve Microcystis türleri olduğunu belirledik. Kirliliğin önüne geçebilmek için zirai atıkları göle taşıyan kanalların ve göl suyunu Sakarya Nehri’ne boşaltan kanalın kapatılması gerektiğini il Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Ferizli Kaymakamlığına bildirdik.
Bu sorunlara rağmen Akgöl’de hala eşsiz bir doğal güzelliğin içinde balık ziyafeti yapabilirsiniz. Ancak bu küçücük göl ve çevresinin içerdiği doğal güzellikleri görmek isterseniz elinizi çabuk tutmanız gerekiyor! Çünkü bu gölün tabanında bulunan turba (torf) birilerinin iştahini kabartti. Yeni maden kanunu ile bu kanuna bağlı olarak değiştirilen onlarca yasa ve yönetmeliğin ARŞAH NAK. İNŞ. ve TiC.LTD.ŞTİ.’ne verdiği yasal ama bizce meşru olmayan izinle ve çevresel etkileri önemli değildir iznini alarak 22.06.2005 tarihinde turba arama işlemine başlandı...
1500 hektarlik alanda arama ruhsatı alan şirket bu izin sayesinde Akgöl’ün tamamında arama yapabilecek ve göldeki toplam maden rezervinin %10’unu çıkarabilecek.
Turba arama ve çikartma faaliyetinin ardından Büyük Akgöl’de, Bolu Yeniçağ Gölü’nde olduğu gibi ekolojik denge tamamen bozulacak ve canlı organizma kalmayacak. Büyük Akgöl 3.5 km2’lik kocaman bir havuz haline dönüşecek.
Kaçkar Dağı Dağ Alanları Yönetimi (Day) Ve Dağ Turizmi İçin Koruma
Ve Kullanma Projesi
UNDP GEF/SGP kapsamında yürütülen "KAÇKAR DAĞI DAĞ ALANLARI YÖNETİMİ (DAY) ve DAğ TURİZMİ İÇİN KORUMA ve KULLANMA PROJESİ" ile 2/3 dağlarla kaplı olan ülkemizde bu alanların sahip oldukları karakterlerine uygun ekolojik kullanım modelleri ortaya çıkarılmıştır.
Bu projenin temel hedeflerinden biri, proje sahasında giderek kontrolsüz bir şekilde yoğunlaşmaya başlayan insan etkilerinin, doğal yapıya uyumlu düzeyde kontrol altına alınması, bu amaçla sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda bilimsel çalışma sonuçlarının üzerine inşa edilecek bir koruma kullanma planlamasının yapılmasıdır.
Proje ile ayrıntılı bilgi almak için : barbaros@istanbul.edu.tr
KarDoğa: Ulusal Doğa Koruma Ağı'na Doğru Karadeniz'de Doğa Koruma işbirliği Ağı Pilot Projesi
KARADENİZ DOĞA KORUMA FEDERASYONU KURULDU
Karadeniz Doğa Koruma Federasyonu (KarDoğa), Temmuz 2004 tarihinde Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle, Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu’nun (TÜRÇEK) koordinasyonunda başlatılan “KarDoğa: Ulusal Doğa Koruma Ağı’na Doğru Karadeniz’de Doğa Koruma ışbirliği Ağı Pilot Projesi” kapsamında, doğa koruma konusunda çalışan 9 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle oluşturulmaktadır. www.kardoga.org
Federasyonun amacı, Karadeniz Bölgesi’nin farklı yerlerinde doğa koruma çalışmaları yapan sivil toplum kuruluşları arasında etkin işbirliğini geliştirmektir. Ayrıca Federasyon Türkiye çapında bir doğa koruma sivil toplum kuruluşları konfederasyonun gerçekleşmesinde ilk adımı oluşturacaktır.
KarDoğa’yı Oluşturan Dernekler
• Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu
• Samsun Doğayı Koruma Derneği (SAMDOK)- Samsun
• Doğa ve Yaban Hayatı Koruma Derneği- Samsun
• Ordu Doğa Aktiviteleri Derneği (ODAD)- Ordu
• Giresun Deniz Dağcılık Spor Kulübü- Giresun
• Trabzon Tenis Dağcılık Kayak ıhtisas Kulübü (TEDAK) -Trabzon
• Karadeniz Çevrecileri (KARÇEV) - Trabzon
• Kaçkar Dağcılık Rafting Kayak ıhtisas Kulübü (KDRK) – Rize
• Yeşil Artvin Derneği –Artvin
Ballıkayalar Vadisi Tabiat Parkı
Ballıkayalar Vadisi, Kocaeli- Gebze, Tavşanlı Beldesi yakınlarında yer alan ve jeomorfolojik özellikleri bakımından ender görülen bir kanyondur.
Vadi, TÜRÇEK tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda 1995 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla Türkiye'nin onuncu Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir.
YEŞİL ADACIKLAR - HATIRA ORMANI PROJESİ
TÜRÇEK olarak Türkiye genelinde ağaçlandırma çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. Yürütmekte olduğumuz “Yeşil Adacıklar Projesi” kapsamında yeşil adacıklar oluşturarak, biyolojik çeşitliliğe katkı sağlamak ana hedeflerimiz arasındadır. Ayrıca her yeni nefes ile geleceğe daha yeşil bir çevre bırakmanın; canlılara sığınma, beslenme ve barınma alanları yaratmanın; insanlar için yeni nefes alma ve doğa ile buluşma alanları yaratmanın, küresel ısınmaya neden olan karbondioksit salınımını azaltmanın ve toprak erozyonunun azaltılmasına katkı sağlamanın amaçlandığı proje, özellikle son günlerde yaşanan orman yangınları dikkate alındığında daha bir anlam kazanıyor.
Ormanlarımızı korumalıyız. Çünkü;
- Ormanlar, 50 metre genişliğindeki bir parkın trafik gürültüsünü 20-30 desibel azaltır.
- Ormanlar yaz sıcaklığını 5-8,5 °C azaltırken, kış sıcaklığını 1,6-2,8 °C artırır.
- Hava kirliliğinin yaklaşık %50 si ormanlar tarafından temizlenir.
- Ormanlar, ağaçsız bir alanın 8 katı fazla humus oluşturur ve toprak canlılarının yaşamasını sağlar.
- Ormanlar, zehirli gazlar ile kirli suları filtre ederek temizler.
- Ormanlar, bir ısı tamponu gibi görev yapar. Sıcağı ve soğuğu dengeler.
TÜRÇEK GÜNDEM